Sofya’nın 100 kilometre güneyinde yer alan Rila Ortodoks Manastırı, Rila Milli Parkı’nın heybetli dağları arasında yer almaktadır ve UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer almaktadır.
Orijinal manastır 10. yüzyılda burada kurulmuştur. Hikayeye göre 10. yüzyılda yaşamış Ivan Rilski adında bir Bulgar saray mensubu (daha sonra Rila’lı Aziz John olarak tanınmıştır) Rila sıradağlarında dar bir mağarada yaşamak üzere inzivaya çekilmiştir. Kutsal yaşamı onu örnek almak isteyen başkalarını da cezbetti ve daha sonra tüm münzeviler için bir sığınak olarak hizmet edecek olan bu manastırı kurdu.
Kompleks, dağların ve anıtı çevreleyen doğanın ayrıcalıklı manzarasına sahip 32.000 metrekarelik bir alanda üç yüz manastır hücresine sahiptir.
Rila Manastırı, Balkan Yarımadası’ndaki en büyük manastırdır ve izolasyonu ve duvarları sayesinde, beş yüzyıl süren Osmanlı yönetimi sırasında manastır hayatı devam etmiştir.
Ne yazık ki, 19. yüzyılın başlarında yangın nedeniyle kısmen tahrip olmuş ve bu da yeniden inşasına yol açmıştır, ancak neyse ki hasar görmemiş binalar değişmeden korunmuştur, böylece bazılarının tadını çıkarmak hala mümkündür. taze merkezi kilisenin dış duvarları ya da kilise binası gibi orijinal Doğuş Kilisesiİncil’deki karakterleri tasvir eden renkli dini sahnelerle süslenmiştir.
Tüm manastırlarda olduğu gibi Rila Manastırı da tüm Ortodokslar için bir kültür merkezi olarak hizmet vermiş ve kimliklerinin bir sembolü olarak kabul edilmiştir. Şapellerdeki fresklerin yanı sıra, 16. yüzyılda Venedik’te üretilen ilk Slavca kitaplara ve diğer değerli örnek el yazmalarına ev sahipliği yapan kütüphaneleri ve okuma odaları da olağanüstüdür.
Manastır aynı zamanda bölgenin güzel manzaralarında yürüyüş yapmak için iyi bir başlangıç noktasıdır. Aslında, yerel ormanlar boyunca çok sayıda işaretli rota bulunmaktadır.